İstanbul her gün bir köy kadar büyüyor. Sade İstanbul büyüse iyi. Çöp dağları da büyüyor. Yapılması gerekenler çok fazla artık devir değişti. Bir çok kişi evine giderken ayaküstü atıştırmalık yiyecekler yiyor ve paket artıklarını gelişi güzel etrafa atıyor. Sahillerimiz çöp yığını. Öncelikle temiz İstanbul için araçlardan çöp atmayacağımız gibi atanları da uyaracağız. Evlerimizi temizleyip sokaklara doğru süpürmeyeceğiz, kapımızı da temiz tutacağız. Denizlerimizi kirletmemeye özen göstereceğiz. Haliç ne kadar temizlense de çöp yuvası olmaktan bir türlü kurtulamadı. Metrolarımız ve gemilerimizde aynı. Toplu yaşama sistemine henüz ayak uydurabilmiş değiliz maalesef. Alışveriş merkezlerinde de durum aynı. Apartman ve dairelerimize girerken komşularımızın çöpleri gelişigüzel attığını, asansörlere çocukların tükürdüğünü, site otoparklarının vaziyeti vs.
Durum aslında çok vahim, İstanbul ağır ağır yaşlanıyor ve bizler durumu görmezden geliyoruz. Dünyanın en güzel şehirleri deyince akla gelen ilklerden olan İstanbul şehri sokaklarında her geçen gün gün ışığı kendini daha az hissettiriyor. Başımızı ellerimizin arasına koyma vakti geldi de geçiyor.
Cam temizliği yaparken alt katlara akan sular.
Halıfleks yıkama yaparken etrafı suya vermek.
Ev temizliği yaparken çevreyi kirletmek.
